13 Mart 2012 Salı

kabak tatlısı

Hiçbir zaman istediğim kadar ciddiye alınmıyorum. Hep bir makara, goygoy halinde dinliyor insanlar beni. Bir gülüp bir ağlamam ya da günümüz gençliğinden dem vurup hemen arkasından kabak tatlısı tarifi vermem yüzünden oluyor bunlar. Ama hayatın kendisi de böyle. İnsan sadece düşünen, konuşan, öğrenen, üreten bir canlı değil. Hayatta kalmak için, mutlu olmak için ara sıra da tüketmesi gerekiyor. Hele de tatlı tüketirken insan nasıl da mutlu oluyor, o beyin nasıl da harıl harıl çalışıyor bir sonraki deneme için.

Öğrenci evinde menemen, makarna, yumurta yenir tabusunu çoktandır yıkmıştım ben. Fırında sebzeli tavuk olsun, mantar sote olsun, brokolili kereviz olsun. Böyle bir öğrenci evimiz var. Geçenlerde muzlu çikolatalı kup yaptım, isminin afili durduğuna bakma muzlu pudingle çikolatalı pudingi üst üste döküyorsun kâseye, bütün olayı bu. Sonrasında bir köstebek pasta tecrübemiz oldu ki nasıl olup da güzel pişti hala şaşırıyorum çünkü fırınımız fotoğrafta görülmekte olup, Eminönü’nden 50 liraya alınmış bir külüstür.

Özel bir ilişki var aramızda demek ki bir tek ben pişirince yanmıyor kekler, börekler. Hafta sonu Tuzla pazarına gittim. O bal kabakları öyle içli seslendiler ki bizi al, bizi al diye, dayanamadım. Böylece bir kabak tatlısı deneyimimiz de olmuş oldu. Aslında tarifi çok kolay da başında bekleyeceksin, yok taşmasın, yok dibi tutmasın. O kısım biraz naneli, bizim mutfağın evin “cold spot”ı olmasından mütevellit. Artık tarife geçsem iyi olacak.

*2 kilo soyulmuş dilimlenmiş bal kabağı
*4-5 su b. Şeker
*1/2 su b. Su
*1 su b. Ceviz içi  

Bunları orta harlı ateşte nazlı nazlı pişiriyoruz en az 1 saat belki de 1,5 saat. Başında bekliyoruz ki fokurdayıp, taşıp, ocağımızı batırmasın. Sonra bir servis tabağına alıp dövülmüş cevizleri üstüne boca ediyoruz.
Ben yine başında beklemedim son dakikada mutfaktan kötü kokular gelmeye başladı, servis tabağına alırken korkudan 3,5 atıyorum dipte 2 parmak yanık kabak olacak diye. Hayır, kabakların ziyan olmasını geçtim, yanık tencere yıkamaktan illallah geldi artık. Neyse ki sadece dibi tutmuş çok az. İşte bir mutfak macerası daha böyle son buldu, hem daha ıspanak pişireceğim akşam yemeğine. Neticede tatlı karın doyurmuyor okuyucu.

1 yorum:

  1. Whoa! Thіs blog looκs exactly like my old onе!
    It's on a entirely different subject but it has pretty much the same layout and design. Excellent choice of colors!

    Also visit my site SEOPressor

    YanıtlaSil