ekşi sözlük alıntılarımızdan bir devam yazısı:(ben kendime dersler çıkardım!))
başlık: kıskanmayan sevgili
yıllar yılı elida laboratuarlarında yapılan ince araştırmalar göstermiştir ki, kişi âşık olduğunda, âşık olduğu insanı o kadar çok sever, o kadar üstün görür ki bu güzelliği başka kimseyle paylaşmak istemez -var böyle bir şey. dizdize edilen sohbetlerde bahsi geçen her karşı cins üyesi akılda "acaba, ulan, hmm bu ismi aklımda tutayım" alarmını her iki cins için de fişeklese de bu durumun kadınlarda daha sık olduğu da yadsınamaz bir gerçektir.
ne var ki, kadın kendi kıskançlıklarını dizginleyip, havanda döverekten ilişkiye baharat tadında serpiştirebiliyorsa, şüphesiz ki karşısında "istediğinle istediğini yapabilirsin, ben sana güveniyorum" diyen xxxl bir sevgili görmek istemeyecektir. hatta bu tarz bir pişkinlik "güvenmesene bana kardeşim, neyime güveniyosun?" tarzı ters tepki yapmak suretiyle kadının ipini koparıp kısrak misali koşmasına, erkek mahzeninde fingir fingir efektleri arasında degüstatörlük yapmasına sebep olabilir. işin kötü tarafı da hadisenin boku çıktığında "eytere bea" nidasıyla "illallah" söylemini açık eden bireye garip garip bakılarak "noldu genişcan, kıskandın mı?" sorusunun sorulabilecek, yanıtının ise alınamayacak oluşudur.
bunun yanında, "kıskançlık sevginin ölçütü değildir, seven insan kıskanır diye bir şey yoktur, pişkinsem günahım ne?" mealli çıkışlar son derece politik olmakla beraber ilk bakışta mantıklı gibi bile görünebilmektedir. halbuki gerçekten şöyle okkalı bir âşık olmuş ya da hayatında bir elin parmakları kadar kadın-erkek ilişkisi görmüş bir insan için sevgili sıfatına layık görülüp de vücudunun her milimetrekaresi ezberlenen insanı bir başka karşı cins üyesiyle (misal) sarmaş dolaş görünce hiçbir psikolojik rahatsızlık hissetmeme durumu; 2+2=5 denklemi kadar anlamlı, ardından gelen "ama billahi çok seviyorum" yalanı kadar gerçektir.
bu böyledir der, aksini iddia eden de dombilidir, duygusuzdur hatta hissiyatsız gudubettir der çıkarım işin içinden. ben yaptım oldu.
ne var ki, kadın kendi kıskançlıklarını dizginleyip, havanda döverekten ilişkiye baharat tadında serpiştirebiliyorsa, şüphesiz ki karşısında "istediğinle istediğini yapabilirsin, ben sana güveniyorum" diyen xxxl bir sevgili görmek istemeyecektir. hatta bu tarz bir pişkinlik "güvenmesene bana kardeşim, neyime güveniyosun?" tarzı ters tepki yapmak suretiyle kadının ipini koparıp kısrak misali koşmasına, erkek mahzeninde fingir fingir efektleri arasında degüstatörlük yapmasına sebep olabilir. işin kötü tarafı da hadisenin boku çıktığında "eytere bea" nidasıyla "illallah" söylemini açık eden bireye garip garip bakılarak "noldu genişcan, kıskandın mı?" sorusunun sorulabilecek, yanıtının ise alınamayacak oluşudur.
bunun yanında, "kıskançlık sevginin ölçütü değildir, seven insan kıskanır diye bir şey yoktur, pişkinsem günahım ne?" mealli çıkışlar son derece politik olmakla beraber ilk bakışta mantıklı gibi bile görünebilmektedir. halbuki gerçekten şöyle okkalı bir âşık olmuş ya da hayatında bir elin parmakları kadar kadın-erkek ilişkisi görmüş bir insan için sevgili sıfatına layık görülüp de vücudunun her milimetrekaresi ezberlenen insanı bir başka karşı cins üyesiyle (misal) sarmaş dolaş görünce hiçbir psikolojik rahatsızlık hissetmeme durumu; 2+2=5 denklemi kadar anlamlı, ardından gelen "ama billahi çok seviyorum" yalanı kadar gerçektir.
bu böyledir der, aksini iddia eden de dombilidir, duygusuzdur hatta hissiyatsız gudubettir der çıkarım işin içinden. ben yaptım oldu.
diğer bir görüş:
tehlikeli bir sevgilidir.
biriyle evliyim ordan biliyorum.
diğer türden olanları (hani şu ota boka gitmaa! diye zırlayanlar) zaten baştan olası gereksiz hareketleri otokontrole gerek bırakmadan engelleyebilmektedirler. tabi hiç bir kimsenin diğer bir insanın tüm yaşamını tamamiyle kontrol edemeyeceğini, bu kadar baskıdan bunalan diğer bireyin fırsatını bulduğunda ve yakalanmayacağından emin olduğunda neler yapabileceğini bu noktada bilerek göz ardı ediyoruz.
bu türden olan, kıskanmayan sevgili; kendine güven taşıyan, hareketlerinin ve kabul edebileceklerinin sınırlarını karakterinin doğal bir uzantısı olarak çoktan belirlemiş bir bireydir.
arkadaşlarla haftasonu dağa bayıra çıkılacaktır, çıkarsın. o da zaten arkadaşlarıyla buluşacaktır.
bir geceni bilgisayar başında da geçirebilirsin, ona yeteri kadar vakit ayırıyorsan bu da problem değildir.
habersizce eski arkadaşlarınla (içlerinde bayan olsun olmasın) bir akşam topluca yemeğe çıkabilir, çakırkeyif de dönebilirsin. senden eminse hiç sorun değildir.
arkandan gitmeaa! diye ağlamayacaktır.
amma ve lakin; bu durumların hepsi otokontrole, yani senin sınırlarını bilip ona göre davranabilmene bağlıdır. ola ki bir noktada kontrolü elinden kaçırdın; işte orda yan bastığının resmidir.
kapıyı çeker ve çıkar.
böyle olacağını baştan bilmektesindir; bu nedenle arkasından "gitmeaa! sensiz yaşayamam!" diye ağlayamazsın da. işe de yaramayacaktır zaten.
kaldıramayacak, kendini bilmeyen insanlara göre değildir "kıskanmayan sevgili".
biriyle evliyim ordan biliyorum.
diğer türden olanları (hani şu ota boka gitmaa! diye zırlayanlar) zaten baştan olası gereksiz hareketleri otokontrole gerek bırakmadan engelleyebilmektedirler. tabi hiç bir kimsenin diğer bir insanın tüm yaşamını tamamiyle kontrol edemeyeceğini, bu kadar baskıdan bunalan diğer bireyin fırsatını bulduğunda ve yakalanmayacağından emin olduğunda neler yapabileceğini bu noktada bilerek göz ardı ediyoruz.
bu türden olan, kıskanmayan sevgili; kendine güven taşıyan, hareketlerinin ve kabul edebileceklerinin sınırlarını karakterinin doğal bir uzantısı olarak çoktan belirlemiş bir bireydir.
arkadaşlarla haftasonu dağa bayıra çıkılacaktır, çıkarsın. o da zaten arkadaşlarıyla buluşacaktır.
bir geceni bilgisayar başında da geçirebilirsin, ona yeteri kadar vakit ayırıyorsan bu da problem değildir.
habersizce eski arkadaşlarınla (içlerinde bayan olsun olmasın) bir akşam topluca yemeğe çıkabilir, çakırkeyif de dönebilirsin. senden eminse hiç sorun değildir.
arkandan gitmeaa! diye ağlamayacaktır.
amma ve lakin; bu durumların hepsi otokontrole, yani senin sınırlarını bilip ona göre davranabilmene bağlıdır. ola ki bir noktada kontrolü elinden kaçırdın; işte orda yan bastığının resmidir.
kapıyı çeker ve çıkar.
böyle olacağını baştan bilmektesindir; bu nedenle arkasından "gitmeaa! sensiz yaşayamam!" diye ağlayamazsın da. işe de yaramayacaktır zaten.
kaldıramayacak, kendini bilmeyen insanlara göre değildir "kıskanmayan sevgili".
bunda katıl(a)madığım yer çokk..ama bi yorum yapmıcam..senin yazın değill..haketmedin bunu..:)
YanıtlaSil