2 Eylül 2010 Perşembe

tahinli cevizli çörek



hikayesi olan bir yemekle karşınızdayım yine bugün :) eylülün ilk gününde yağmurla hoşladık sonbaharın gelişini. iliklerime kadar dondum. evde patiklerle geziyorum iyi mi? :)

dün, yani 31 ağustos günü, gayet nemli ve sıcak bir hava vardı izmitte. izmite sebebi ziyaretim ise eda ve betül'ü özlememdi. birlikte real'in ortasında betül'ün mısırcısının yanında bütün real çalışanlarıyla iftar yaptık. karaca porselenden sibel abla ve arkadaşları, mısırcının sahibi volkan bey ve kölesi betül. betülün gönüllü kölesi oğuzhan, eda, ben ve seyit. :) adını bilmediğim birkaç kişi daha vardı.

ardındaaan eve geçtik ve eda'nın iddialarına göre çok uykusu vardı gider gitmez uyuycaktık. evvet, doğru tahmin. uyuduğumuzda saat 3:30'u geçmişti. :) buraya kadar herşey normal pek tabii ama sabah işe giderken edanın beni kaldıramaması ve benim evde kalmam, ardından saat başı uyanıp ne diycem ben ayşe teyzeye, kızınızı işe gönderdim ben evde yattım mı desem ne desem diye düşünüp taşınırken aslında doğru düzgün uyuyamamam. sadece bir ara nasıl daldıysam rüya gördüm. rüyamda da ayşe teyze gelmiş yatağı çekmiş süpürge yapmış yerleri silmiş ve bunlar olurken de ben uyanmamışım. sonra kalkıp bakmışım etmişim, çok utanıyorum falan. ööööyle karışık bişeydi işte. :))

saat 12:30'a gelirken uyandım. mutfağa inmekten korkuyorum. ayşe teyze evde olduğumu bilmiyosa birden beni görünce korkar mı diye. :) eninde sonunda biraz gürültü yaparak merdivenlerden inmeye karar verdim. :) aşağı indiğimde günaydın kızımlarla karşılandım, ne istersin, ikramlar falan :) eda sağolsun kadıncağızı tembihle sen mesaj atıp. ayıp! çok ayıp eda! utandım, yerin dibine geçtim, o sırada ayşe teyze yufkayla ne yapsam diye düşünüyordu ve tahinli cevizli çörekte karar kıldı. aslında adı böyle değil, adını bilmiyorum ama en uygunu böyle olurdu heralde. :) sonraa bana anlataraktan, böyle bir yemek programı sunarcasına çöreği hazırlamaya başladı. tarifi hemen zihnime kaydettim vee eve gelir gelmez yaptım tabiki. :) tadı da görüntüsü de enfes. iyi ki varsın ayşe teyzecim. :)



Malzemeler: (6 kişilik)

* 3 adet yufka
* 1 su bardağı tahin
* 2 yumurta
* 1,5 su bardağı süt
* 2 su bardağı dövülmüş ceviz
* toz şeker
* bal veya pekmez

-şimdiiii bu yufkaları ortadan ikiye böldüğümüz için, 3 adet yufkadan 6 tane çörek çıkıyor. o yüzden kaç tane çörek istiyorsanız yufka sayısınıda yarısı kadar ayarlayın.

-tahin, yumurta ve sütü çırpın. (ayşe teyzenin orjinal tarifinde yumurta ve süt yok, benim uydurmasyonum oldu ama güzel de oldu)

-ortadan ikiye ayırdığınız yufkaya yumurta fırçasıyla bu karışımdan sürüp, üstüne yarım avuç tozşekeri gezdirerek serpin, dövülmüş cevizden de bir miktar gezdirdin. sonra gül böreği yapar gibi, yufkayı sarıp döndürerek toplayın..



işte bu kadar! :)) tepsi yağlanıp, çörekler yerleştirilecek, üstleri aynı karışımla ıslatılıp 200 derecede 30 dk pişirilecek. yerken bal veya tahinin kardeşi pekmezle tatlandırabilirsiniz, çünkü sadeyken nötr bir tadı oluyor ama cevizi sevmeyen ben bayıldım öyle güzel. :) afiyet olsuuun. :)

ayşe teyzenin çilesi bununla bitmedi tabi. :) yağmur başlayınca beni kandıra sapağına kadar şemsiyeyle bıraktı, çünkü ben şemsiyeyi almayı kabul etmemiştim, kadına ayrıca bir iş daha çıkarttım ve yinede ıslanarak otobüse bindim. o ıslak kıyafetlerle yapılan yolculukta nasıl işlediyse soğuk, hala kanımdan çıkmadı. kışı erken getirdik vesselaaaam..

4 yorum:

  1. okurkenn aha şurama kadar geldii..:)öff püff...

    YanıtlaSil
  2. yemek tarifi okumanın bana eğlnceli gelmesini beklemiosunn heraldee..:)

    YanıtlaSil