20 Aralık 2009 Pazar

öykü

Biliyorsunuz... Siz öldürdünüz onları. Kendinizden dahi saklamanız neticeyi milim oynatmıyor. Masum duyguları öldürdünüz, kursaklarda kaldı sevinçler...

Oysa, kuşlardık biz, ufacıktık, hayaller taşardı gözlerimizden. Azıcık mutlulukla dolardı kursağımız... Bırakmadınız ki! Yanlış hayatlarınıza bahaneler aradınız, mutlu insanları buldunuz. Sizin bahaneleriniz yalnızlığınıza sebep yanlışlarınızdı aslında..

Bu sefer kuru yok, hepsi yaş. Yananların hepsi yaş. Tüttü, tüttü, tüttü odunlar, sonra pis bir koku yayıldı, aslında yaş odunlar sandığım masum kuşların cansız bedenleriymiş. Ben görmedim. Yerde yatıyor, yıldızları seyrediyordum. Kan koktu... Bir sis girdi yıldızlarla arama, gözlerim karardı. Bir kuştum ve yanlışa düşmüşlerin hatalarının bedelini ben ödüyordum. Biz ödüyorduk. Biz kuşlar...

Ellerini masumiyet suyunda yıkayıp, sütten çıkmış ak kaşık olanlar. Aahhh!

Dün gece rüyamda bir öykü gördüm. Fırtınaya içinde esmesi için sesleniyor, onu önce dağların tepesinden uçurumların dibine vurmasını sonra tutup arşa çıkarmasını istiyordu. Beyaz bir telekti, öyküydü o kuş...

5 yorum:

  1. of... Rüyaları hayra yormayı öğrenmeye başlasak mı kübram?

    eyvaAllah.

    YanıtlaSil
  2. neşelen canikom. çünkü asrın yorumu geliyor. hayır mı şer mi bilmem ama ateşteyim ben ateşte :))

    YanıtlaSil
  3. ...
    herkes kendine paha biçmiş
    bende karşılıksız bir çek
    umutlarım dostluktan yana ama olmuyor
    anneme sordum niçin böyle ama baktım o da ağlıyor
    ceza med cezir'den
    ali'den sevgiler

    YanıtlaSil
  4. ben bir bülbül olsam
    ötsem bahçelerde
    her türkümde yaksam
    adını üzerine
    her sabah şakırım gülüm
    gülüm nina ninay nay
    babazula cecom'dan
    sevgiler
    ali

    YanıtlaSil